21.Peron - Anne diye bir şarkının videosunu gördüm. Sonra grup hakkında bilgi edindim, eurovision'a katılmışlar elemelerde birinci olup o seneler İsrail ile Türkiye arasında olan politik sorunlar yüzünden yarışmaya gitmemiş. Böyle bir grubun o yarışmaya katılmasını da anlamadım zaten. Neyse grup hakkında bir şeyler söyleyeyim. Türkiye'de aklıma gelenlerden Kurtalan Ekspres olsun, 657 olsun, Sıfır Km olsun sırf Türk grupları olduğu için sanki olması gerekenden çok daha iyiymiş gibi gösteriliyor. Yok işte şu şundan etkilenmiş, onunla harmanlayıp über albüm yapmış. Bu gruplar tabii ki bir kesimce saygı görmüş, kalite olarak ortalamanın üzerinde olan gruplarımız fakat biraz abartıyoruz gibime geliyor. Yani bunu şöyle anlatabilirim. Ricardo Moyano'nun Yemen Elleri gitarda tek telde çalınabilir, bir de akorlarla beraber sağlam parmak kullanımının yanında iyi bir tuşe gerektirecek şekilde çalınabilir. İşte Türk grupları ile yabancı gruplar arasındaki fark da bunun gibi. Güzel albümler çıkıyor ama onların ayarında albümleri adamlar zaten çok önceden yapmışlar. En önemlisi de kendi soundunu yaratabilen grup olmaması. Nedense hep cılız gitar tonları. Ekipman hiç mi yoktu yani şu ülkede. Demek istediğim 21.Peron'un sadece iki şarkısını dinledim henüz. Dikkat ettiğim aynı iki şey özgün bir sound (tok sound da diyebilirim) olmaması ve müzik hah tam derinleşiyor yeni bir şeyler yapmışlar diyecekken tekrar eski melodisine (düzenine) dönmesi. Az sayıdaki diğer parçalarını da dinleyeceğim ama sanmıyorum ki fikrim değişsin.
70'li yıllarda en ateşli rock militanı olduğum yıllarda plakçıların vitrininde Hardal'ın albümünü görür ve nasıl bir müzik yaptıklarını merak ederdim. O zamanlar dinleme şansını hiç bulamamıştım. Dinlemek bugün mümkün oldu. Ancak ne yalan söyliyeyim tam olarak hayal kırıklığına uğradım. Müzisyenlerden özür diliyorum, o zamana ve kısıtlı şartlara göre fena sayılmayacak bir albüm gözüyle bakılabilirse de bu bile fazla iyimserlik olacaktır. Ben onları Seyyal Taner'le 25. saat'le kıyaslamıyorum tabi. Hani onlara göre ileri olmak çok da fazla bir şey değildir. Gerçekten daha fazlasını bekliyordum ve böyle olmasına gerçekten üzüldüm. İlk albümleri için konuşuyorum. Kayda değer birşey bulamadım, solist zaman zaman 3 hürel gibi söylüyor zaman zamansa Ersen. Enstruman tonları çok cılız. Bundan çok daha iyi müzik yapan bir çok lise grubu vardı o zamanlar İstanbulda.
Malum o zamanı yaşamış biri olarak önce 21. peron'un Eurovision hikayesine değinelim. O yıllarda Eurovision bir milli mesele olarak ciddiyetle ele alınırdı. 1975'te Televoting henüz keşfedilmediği için halk mektup göndererek oylamaya katılmıştır. Yanılmıyorsam 100 bin civarında bir katılım olmuştu. Televoting için bir kaç bin kişi ancak oy kullanıyordur. Neyse lafı uzatmayalım Grup 21. Peron 1979 yılında Mari Rita Epik adlı tatlı bir Levanten kız ile yarışmaya katılıp ülkemizi temsil etme hakkı kazandıysa da (parçayı merak edenler burdan dinleyebilir
http://www.youtube.com/watch?v=35JPcIOxTis ) Arap dünyasına şirin görünmeye çalışan hükümet tarafından İsrail'de yapılan yarışmaya gönderilmediler.
Ülkemizden prog dünyasına çok ciddi bir katkı olmadığı doğrudur. İyi niyetli girişimler olmuştur ancak hepsi o kadar. Belki bu anlamda Asia Minör bunun dışında tutulmalıdır. Ancak zaten onlar Fransa'da yaşayıp oranın kayıt koşullarını ve müzisyenlerini kullanıyorlardı. Bunun dışında hep bağrımıza bastığımız Kurtalan Ekspres, 21. Peron, Hardal, Kesmeşeker ve şu anda ismi aklıma gelmeyen çeşitli topluluk ve müzisyenler Marvin'in verdiği örnekteki gibi kalıyor olaya dünya boyutundan baktığımızda. Bu herhalde ülkenin gelişmişlik seviyesiden çok müzik kültürü ile açıklanabilecek birşey. Yunanistan, Şili, Peru gibi ülkelerden 70'li yıllarda ne iyi gruplar çıktığını hepimiz biliyoruz. Eh bu ülkelerde de çok gelişmiş olanaklar yoktur diye düşünmekteyim özellikle de o yıllarda.